Vaktiyle, Yeniçeri'lerin topçu ocağında, askerlerin atış talimi başlıbaşına seyirlik bir hadiseydi. Atışların, el ve göz yordamıyla yapıldığı o zamanlar, Bölükbaşı atış yapacak ere şöyle emir verirdi:
"Haydi oğlum aslan, yamacıma yaslan, barut hakkı iki cezve ile bir kepçe. Allah rast getire, nişangahına denk getire. Endahtttt.."
Top ateşlenir ve hedefin yakınlarına siper almış olan gözcü neferi atışın sonucunu bildirirdi:
"Bir bağ, üç evlek sağa kaydı kumandanım!"
Bunun anlamı:
"Mermi hedefi bulmadı kumandanım. Devlet-i Ali'nin güllesi, bad-i heva zayi olup gitti" demekti.
Karadan denize yapılan atış talimlerinde ise, deniz ortasına eskimiş bir tekne bağlanır ve topçulardan bu eskimiş tekneyi vurmaları istenirdi. İşte bu sırada hedefi vuramayan mermiler; 'suya düşerdi'. O zaman gözcü neferleri:
"Suya düştü kumandanım!" diye bağırırlardı.
***
Bu deyim, işimizin herhangi bir nedenle yarım kalması, olmaması karşısında, "işimizin suya düştüğü" şeklinde kullanılır. "Bir netice alamadık, emeğimiz zayi oldu, planlarımız boş çıktı" manasındadır.
4 yorum:
Hocam sanırım bu konulara ilginiz var. Eğer izin verirseniz bu hikâyeyi bloguma koyabilir miyim? Tabii ki sizden alıntıladığımı belirterek...
Elbette recephilmi koyabilirsin, kelimelerin soyağacına değil mi. Hatta memnun bile olurum :) Edebi kültürümüz o kadar zenginki, ilgi duymamak mümkün değil.
Evet oraya koyuyorum şimdi çok teşekkürler. Eğer böyle konular hakkında yazmak istersen yazar olarak kapımız her zaman açık.
Eyvallah, sağ ol. Şu sıralar akıbetim pek belli değil, teklifin için teşekkürler.
Yorum Gönder