29 Nisan 2008 Salı

GÜNÜN FOTOĞRAFI - Salyangoz Gezintiye Çıkmış...

Yıkıcı Derbi


Bırakın puanı, şampiyonluğu... Çok daha “hayati” konularda “yıkıcı” oldu derbinin sonucu!..
İşin tuhafı sadece Fenerbahçe açısından değil, “kazanan” Galatasaray da kaybetti!..
Böyle bir derbi neticesi, ancak Türkiye’de gerçekleşebilirdi.
Önce Fenerbahçe’den başlayayım:
Yıllarca emek vereceksin. Bütçeyi 10’a katlayacaksın. Dünya çapında bir stadı, yoktan var edeceksin. Taraftarın üşümesin diye tribünlere ısıtıcı bile yerleştireceksin.
Yıldızlar alacaksın. Tesisler kuracaksın... Hem Avrupa’da çeyrek finale çıkacaksın, hem taraftarına/üyene birinci sınıf hizmet sunacaksın.
Tam “Çağ atladım” derken, “aynı tas aynı hamam”!
Samandıra’dan çıkan Alex ve Kezman’a saldırı...

İnsaf be adam!
Yabancıyı bırakın, hangi yerli yıldız İstanbul’a koşa koşa gelebilir artık?
Yazık... Lakin “malzeme” böyle; Fenerbahçe ne kadar “iyi” ise zaman ve zemin o kadar kötü.
Kökü derinlerde bir mesele... Töre cinayetlerini işleyenlerin de bazıları Fenerbahçe’li... Trafik tartışmasında adamı suya atıp boğanların da... Çek senet mafyasının da... Karaborsacıların da.
Bazı aktörler taş devrinde kalmışsa, istediğin kadar çağdaş olmaya çalış; işe yaramıyor.
Fenerbahçe’nin temsil ettiği “futbol konforu”nun iflası işte böyle oluyor.
Bu bir tür direniştir...
Fenerbahçe’nin şahsında Türk Futbolu’nun muasır medeniyeti reddinin belgesidir.
İlkellik genlerimizden kazınmadıkça, isterse Avrupa şampiyonu olsun, hiçbir kulübümüzün beşeri ilişkiler açısından Avrupalı olamayacağının göstergesidir.
* * *
Gelelim kazanırken kaybeden Galatasaray’a...
Başkanı yeni, parası cüzi, hocası eğreti, futbolcuları ince hesaplar içindeki Galatasaray’ın derbiyi kazanması ve şampiyonluğun en büyük adayı olması, tüm futbol gerçeklerinin tersyüz edilmesi değil mi?
Hele şampiyonluk alınırsa... Resmen, “bozuk düzen”in sportif ödüllendirilmesi ile karşı karşıya kalacaktır kamuoyu. Şaşıracaktır. Doğru’ya inancını yitirecektir.
Galatasaray kupayı kaldıracak, kaos zafer kazanacaktır.
Daha da kötüsü örnek olacaktır.
Peki sonra?.. Galatasaray anahtarlarını birkaç futbolcuya teslim etmek zorunda kalacaktır belki. Onlar da ister ibadete açarlar, ister 45 yaşına kadar futbol oynarlar.
Cevat Güler ne olacak?.. Şampiyon hoca değiştirilir mi?
İçinden çıkılmayacak sorunlar getirdi Galatasaray’ın galibiyeti.
Türk Futbolu, kaybeden Fenerbahçe’nin şahsında muasır medeniyeti ne kadar reddetmişse, muhtemel şampiyon Galatasaray’ın şahsında da o kadar mahcup etmiştir.
Derbide bir kazanan, bir kaybeden yoktur...
Daha doğrusu kazanan yoktur.
Anlayacağız ama kim bilir kaç yıl sonra.

Ercan Güven / Milliyet

27 Nisan 2008 Pazar

Türk Telekom Videofon Reklamı - CMYLMZ

Oldum olası Cem Yılmaz esprilerinden hazzetmemişimdir. Ancak son reklamını izlediğimde gülmekten kırıldığımı itiraf etmeliyim. Cem Yılmaz'ın Türk Telekom için hazırladığı son reklam filmi gerçekten güzel olmuş. Reklamın henüz çok yeni olmasına rağmen gördüğü ilgi de başarısını kanıtlar nitelikte.

Açıkçası bir önceki 'balıkçı' reklamını da sempatik bulmuştum. Gitgide reklamlarındaki mizahı arttıran Cem Yılmaz'dan ilerleyen zamanlarda daha iyilerini bekliyoruz...

23 Nisan 2008 Çarşamba

23 Nisan Kutlu Olsun!


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Büyük Millet Meclisi'nin açılış yıldönümü olan 23 Nisan'da her yıl çoşkusu hiç azalmadan kutlanıyor.

Bazen düşünüyorum da, 23 Nisan Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayramı olmasına rağmen neden tüm dünya çocuklarına armağan? Bizim değil de bir başka milletin bayramı olsa paylaşırlar mıydı acaba? İşte o zaman anlıyorum ki Ulu Önderimiz Atatürk'ün çocuk sevgisi ne yüceymiş... Tarihte 'Lider' diye bahsedilen kimileri çocukları katletmekten çekinmezken, Atatürk onlara sevgi, dostluk ve kardeşlik hediye etmiş. Ne mutlu bizlere ki böyle bir öndere sahibiz.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun... Nice 23 Nisanlara, nice bayramlara erişiriz inşallah.

22 Nisan 2008 Salı

EARTHDAY - Dünya Günü


Dünya Günü, her yıl 22 Nisan'da kutlanan bir gündür. İlk defa John McConnell tarafından 1969'da oluşturulmuş. Hatta üstteki NASA fotoğrafı da Gayriresmi Dünya Günü bayrağı olarak kabul ediliyor. Amaç çevre kirliliğine ve küresel ısınmaya dikkat çekmek.

İntenette gezinirken görmüşsünüzdür, görmediyseniz de göreceksinizdir. Yahoo, Google ve YouTube gibi önde gelen bazı siteler bu gün için logolarını değiştirmişler. Böylece Dünyada 'en çok tıklanan' kategorisinde yer alan bu siteler de bir nebze olsun bu gün için katkıda bulunmuş oluyorlar. Tabi önemli olan ne kadar etkili olduğu... Biz yine de iyimser düşünmeye devam edelim.

Set Kazası!

Yeni James Bond filmi Quantum of Solace'de rol alan Aston Martin göle uçtu...

(21 Nisan 2008) Merakla beklenen yeni James Bond filmi Quantum of Solace'in çekimleri devam ediyor. Filmin neredeyse başrol oyuncuları arasında kabul edilen (diğer oyunculara göre çok daha ucuz) 250 bin dolar değerindeki Aston Martin göle düştü.

Arabayı sete götüren bir dublör yağmur nedeniyle arabanın kontrolünü kaybedince araba bir anda yoldan çıktı ve göle düştü. Kazada dublörün yaralandığı, arabanın ise büyük hasar gördüğü açıklandı.

Filmin tamamlanıp gösterime giriş tarihi olarak Kasım 2008 gösteriliyor. İşte o zamana kadar sizi oyalayacak küçük bir trailer...

21 Nisan 2008 Pazartesi

Film Festivali Sona Erdi

Bu yıl 27'ncisi düzenlenen İstanbul Film Festivali'nin ödülleri, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'ndaki Kapanış Galası ve Ödül Töreni'nde sahiplerini buldu. İşte ödül töreninden notlar;

Galada, çağdaş Rus sinemasının en önemli yönetmenlerinden ve Tarkovski'nin tahtına aday gösterilen Alexander Sokurov'a Festival'in "Sinema Onur Ödülü" takdim edildi.

Uluslararası Yarışma'da Altın Lale Ödülü, Semih Kaplanoğlu'nun "Yumurta" adlı filmine verildi.

Uluslararası Yarışma'da Jüri Özel Ödülü'ne ise Alman yönetmen Dennis Gansel'in "Tehlikeli Oyun / The Wave" adlı filmi layık görüldü.

"Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Filmi" ödülü Seyfi Teoman'ın "Tatil Kitabı" adlı filmine verildi.

"Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Yönetmeni" ödülü ise "Nokta" filminin yönetmeni Derviş Zaim'e verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrıca "Yılın En İyi Türk Filmi" ve "Yılın En İyi Türk Yönetmeni"ne 50.000'er YTL değerinde para ödülü de veriyor.

En İyi Kadın Oyuncu ödülü ise "Gitmek" filmindeki rolü ile Ayça Damgacı'ya verildi.

Bu yıl Ulusal Yarışma Jürisi'nin seçtiği En İyi Erkek Oyuncu, "Ara" filmindeki rolü ile Serhat Tutumluer oldu.

Ulusal Yarışma'da Jüri Özel Ödülü'ne "Ara" adlı film layık görüldü.

"Sinemada İnsan Hakları" yarışmasındaki Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE) ise Çinli yönetmen Li Yang'ın "Kör Dağ / Blind Mountain" adlı filmine verildi.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın medya sponsorlarından Radikal Gazetesi tarafından verilen Halk Ödülü'nü ise Uluslararası Yarışma'da Semih Kaplanoğlu'nun "Yumurta"; Ulusal Yarışma'da Çağan Irmak'ın "Ulak" adlı filmleri kazandılar.

Türkiye Domino Rekoru Kırıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında gerçekleştirdiği şovla Türkiye domino rekoru kırıldı.

Zeytinburnu Spor Kompleksi'ndeki etkinlikte, Hollanda'dan gelen uzmanlar ve öğrencilerin 225 metre karelik alanda yaklaşık 10 günde dizdiği domino taşlarına ilk hareketi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile İstanbul'un 7 tepesini temsil eden 7 ilköğretim okulu öğrencisi verdi.

Boğaziçi Köprüsü, Marmaray, Ayasofya Müzesi, Galata Kulesi, İstanbul'un 7 tepesini simgeleyen 7 tepede 7 Türk bayrağı, büyük boy Atatürk portresi, Türk bayrağı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin logosunu oluşturan 165 bin domino taşı, 7 dakikada devrildi.

Harika bir görüntü ortaya çıkıyor, mutlaka izleyin...

GÜNÜN FOTOĞRAFI - Kutup Sakinleri

20 Nisan 2008 Pazar

Bazı Ünlülerin Gerçek İsimleri

Birçok ünlüyü sahne isimleriyle tanıyoruz. Peki acaba bu ünlülerin gerçek isimleri neler? Sahne isimleri sizce daha mı güzel?

Petek Dinçöz: Diğdem Ezgü

Mahsun Kırmızıgül: Abdullah Bazencir

Bülent Ersoy: Bülent Erkoç

Kibariye: Bahriye Tokmak

Ferdi Tayfur: Turhan Bayburt

Orhan Gencabay: Orhan Kencebay

Banu Alkan: Renka Bronkavi

Kenan Pars: Kirkor Cezveciyan

Doğuş: Orhan Baltacı

Müjde Ar: Kamile Suat Ebrem

Seda Sayan: Aysel Gürsaçer

Cüneyt Arkın: Fahrettin Cüreklibatur

Sezen Aksu: Fatma Sezen Yıldırım

Ahu Tuğba: Tuğba Çetin

Asena: Onur Çakmak

Okan Bayülgen: Kaan Okan Görgün

Gönül Yazar: Gönül Özyeğiner

Neco: Tahir Nejat Özyılmaz

Muazzez Ersoy: Hatice Yıldız Levent

18 Nisan 2008 Cuma

4 Büyükler ve Şampiyonluk Yarışı


Adil Demirçubuk'un araştırmasına göre, hakem hatalarından en fazla puan kazanan takım Galatasaray!

Bu sezon yapılan hakem hataları masaya yatırıldı. Demirçubuk’un yaptığı araştırmaya göre:

Beşiktaş hakem hatalarıyla 6 puan aldı, 6 puanda kaybetti. Sonuç ‘0’

Fenerbahçe hakem hatalarıyla 3 puan aldı, 2 puan kaybetti. Sonuç ‘1’ puan kazandı.

Galatasaray hakem hatalarıyla 7 puan aldı, 2 puan kaybetti. Sonuç ‘5’ puan kazandı.

4. Hafta
Oftaş - Fenerbahçe (1-1) Hakem Barış Şimşek, Aurelio’nun düşürülmesini görmedi. 87. Dakikada Sterjovski’nin attığı gol ofsayt gerekçesiyle sayılmadı.

5. Hafta
Ankaraspor - Beşiktaş (0-0) 90+3’üncü dakikada Nobre’nin attığı gol faul sebebiyle verilmedi.

7. Hafta
Galatasaray - Beşiktaş (2-1) 23. Dakikada Arda ile Diatta’nın mücadelesinde top Arda’dan auta çıktı. Hakem Selçuk Dereli korner kararı verdi. Kornerde Hakan Balta golü attı. Arda 77. Dakikada ceza alanında yerde kaldı, Beşiktaşlıların itirazına rağmen hakem penaltı kararı verdi. Nonda penaltıdan attığı golle Galatasaray’ı 2-1 öne geçirdi.

8. Hafta
Beşiktaş - Gençlerbirliği (1-0) 45. Dakikada Ali Tandoğan taç atışını kullanırken bir ayağı oyun alanı içindeydi. Hakem Barış Şimşek pozisyonu kaçırdı, pozisyonun devamında Nobre golü attı.

10. Hafta
Gaziantepspor - Galatasaray (1-1) 90. Dakikada Nonda’nın şutu kaleci Ömer’den sekti, 1 metre ofsaytta olan Servet Çetin golü attı.

13. Hafta
Oftaş - Beşiktaş (0-1) 73. Dakikada Serdar Özkan ceza sahasında Hakan Aslantaş’ı formasından çekti, hakem Halis Özkahya pozisyona devam dedi.

24. Hafta
Ankaragücü - Fenerbahçe (0-0) Alex’in kullandığı iki serbest vuruş sırasında İlkem, Önder Turacı’yı iki kez çekerek yere düşürdü. Hakem Halis Özkahya pozisyonlara devam dedi.

Beşiktaş - Galatasaray (1-0) 85. Dakikada İbrahim Kaş, Ümit Karan’a taban girdi. Ceza sahası dışından başlayan pozisyon ceza sahası içinde sona ermişti. Hakem Bünyamin Gezer’in penaltı vermesi gerekiyordu ama pozisyonu ceza sahası dışında değerlendirerek serbest vuruş kararı verdi.

29. Hafta
Fenerbahçe - Kayserispor (2-1) Deivid kendisini ceza sahasında yere bıraktı, hakem Hakan Sivriselvi penaltı kararı verdi. 90+5. Dakikada Semih ofsayttan gol attı.

Gençlerbirliği - Galatasaray (0-1) Sabri’nin Hakan’ı iterek yere düşürmesine hakem Kuddusi Müftüoğlu devam kararı verdi.

30. Hafta
Beşiktaş - Oftaş (0-1) 72. Dakikada Serdar Özkan, ceza sahası içinde faule maruz kaldı. Hakem M.Kamil Abitoğlu pozisyona devam kararı verdi.

Hakem hataları olmasaydı; Fenerbahçe 66 puanla lider, Sivas 64 puanla ikinci, Galatasaray 62 puanla üçüncü, Beşiktaş 61 puanla dördüncü sırada yer alacaktı.

30. Hafta sonrası puan durumu şöyle:
1- Fenerbahçe 67
2- Galatasaray 67
3- Sivasspor 64
4- Beşiktaş 61
5- Kayserispor 48

17 Nisan 2008 Perşembe

Yeşil Elmalı Şampuan

Beyazıt Öztürk'ün konuk olduğu 'Genç Bakış' programında anlattığı ve "Bu benim hayatımın kısa bir özetidir" şeklinde tanımladığı hikayesi. Buyrun izleyin, pişman olmazsınız...

13 Nisan 2008 Pazar

Altın Şans - Fool's Gold

Ben “Finn” Finnegan (Matthew McConaughey), sörfçülükten hazine avcılığına geçiş yapmış genç ve iyi niyetli bir adamdır. 18. yüzyıldan kalma egzotik hazinelerle dolu kırk sandık içeren efsanevi Queen’s Dowry hazinesini takıntı hâline getirmiştir. Hazine arayışı sırasında, Finn, Tess Finnegan’la (Kate Hudson) evliliği ve hurda yığını hâline gelmiş teknesi “Booty Calls” da dahil olmak üzere sahip olduğu her şeyi yitirmiştir.

Tess milyoner Nigel Honeycutt’ın (Donald Sutherland) dev yatında çalışarak hayatını yeniden kurmaya başlamışken, Finn hazinenin nerede olduğuna dair çok önemli bir ipucu keşfeder. Bu bilgiyle hayatının değişeceğinden emin olan Finn, Nigel’ın yatına girmenin bir yolunu bularak bu varlıklı adamı ve sosyetenin gözde bekarlarından olan kızı Gemma’yı kendisiyle birlikte İspanyol hazinesini aramaya ikna eder. Bu arama seferi, tüm direnişine rağmen Tess’in keşif aşkını yeniden alevlendirir. Ama hazinenin peşinde sadece onlar yoktur..

Matthew McConaughey'i Al Pacino ile oynadığı Kirli Para - Two For The Money'den ve Sahara'daki müthiş performansından tanıyoruz. Bu sefer de iyi bir iş çıkarmışa benziyor. Romantik komedi ve aksiyon macera türlerini sevenler için ideal bir film.

TOKİ TOKİ BU NE OLAKİ?

TOKİ'nin yaptırdığı evlerin çatılarındaki HAÇ işaretleri görenleri hayrete düşürdü.

Balıkesir Belediyesi tarafından TOKİ’ye yaptırılarak vatandaşa satılan evlerin çatılarındaki HAÇ işaretleri görenleri hayrete düşürürken işaretlerin ilginç detayları var.

Habervatan'ın haberine göre TOKİ konutlarında HAÇ işaretlerinin konduğu binalar, Caminin sağ ve sol tarafına inşa edilmiş. Ayrıca 2.Etapta bulunan iki tip konuttan dört katlı olanlar değil de oniki katlı olanlar seçilmiş. HAÇ’lar cami minaresinde bulunan HİLAL’den daha yüksekte bulunuyor.

Balıkesir’de infial yaratan bu olay, konutlar üzerinden geçmekte olan bir pilot tarafından tesadüfen fark edildi. Olay MHP Balıkesir Mrk.İlçe Bşk. yardımcısı Fahrettin Sayıt tarafından yerel basın aracılığıyla tüm Balıkesir'lilere duyuruldu.



Kaynak: gasteci.com

11 Nisan 2008 Cuma

Bu Hafta Vizyona Giren Filmler

Sokağın Kralları (Street Kings)
Ludlow (Keanu Reeves) kendi dünyası ile sokaklar arasındaki uçurumu hiçbir zaman aşmamış kıdemli bir polistir. Ancak karısını kaybettikten sonra hayatı keyifsiz, karanlık ve ölümcül bir hâl alacaktır. Görev aldığı polis departmanında yozlaşmaları fark eden Ludlow, partnerinin ölümü ile ilgili dosyada araştırma yaparken, tüm hayatını adadığı ve kendisinin de içinde bulunduğu teşkilâta başkaldırmak zorunda kalır.

Ana Kuzusu (Mama's Boy)
29 yaşındaki Jeffrey annesi Jan ile birlikte yaşamaktadır ve bu yaşamdan da vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. Jeffrey’nin hayatı annesi çekici Mert ile tanışınca tehlikeye girer. Mert eve taşınınca Jeffrey annesi ile yeni sevgilisinin ilişkisini sabote etmek için Nora’dan yardım alır. Rekabet gittikçe artarken, herkesi şaşırtan bir gelişme olur ve Jeffrey yavaş yavaş içindeki “yetişkin” i keşfetmeye başlar.

Özellikle Anne rolündeki Diane Keaton'ın performansına güvenerek bu filme gitmeyi düşünüyorum. Pekçok ödül sahibi (Oscar dahil) ünlü oyuncuyu The Godfather filminden Don Michael Corleone'nin (Al Pacino) eşi rolünden hatırlayacağınızı umarım...

Cennet
Can, 7 yaşındayken annesinin ölümü ile yaşadığı büyük travmadan sonra çevresi ile bütün iletişimini koparmış, yaygın tanımla gerizekalı bir gençtir. Düşük zekasına rağmen inanılmaz bir hayal gücüne sahiptir. Annesini hayal dünyasında yaşatmış ve 29 yaşına kadar sadece onunla iletişim kurmuştur.

Bunca yıldır kendi kendine yarattığı cennetin içinde yaşarken bir gün artık o cennette yalnız olmadığını farkeder. Genç ve güzel bir kız da kendisine eşlik etmeye başlamıştır. Bunca yıldır kendi dünyasında kurduğu bu cennetten çıkarılıp başkalarının cennetinde yaşamaya mı mecbur edilecektir?

Kapan (Fermat's Room)
Birbirini hiç tanımayan dört matematikçi, gizemli biri tarafından büyük bir bulmacayı çözmeleri için gizemli bir mekana davet edilir. Kendilerine yöneltilen soruları zamanında ve doğru olarak çözemezlerse, içinde bulundukları oda bir anda ölüm tuzağına dönüşecektir.

Bunun yanı sıra çözmeleri gereken en önemli problem ise, kendilerini buraya getiren sebep ve aralarındaki ilişki olacaktır.

Lanetli Topraklar (The Ruins)
Çok iyi arkadaş olan Amy ile Stacy, yanlarına erkek arkadaşlarını da alarak Meksika’daki turistik bir bölgeye tatile giderler. Arkeolojik kazı bölgesine vardıklarında beklenmedik olaylar meydana gelince korkuya kapılan genç gezginler, eski bir taş yapının tepesine sığınırlar. Orada gizlenmiş ölümcül tehditle yüz yüze kaldıklarında gençler için vahşi bir hayatta kalma mücadelesi başlayacaktır.

Vesaire Vesaire
Mimar Sinan Üniversitesi'nde Tunç Başaran'ın öğrencisi olan Roksen Lülü'nün okul için çektiği kısa filmden yola çıkılarak hayata geçirilen “Vesaire Vesaire”, hayatın aslında vesairelerle biraraya gelmesini ele alıyor.

Sağlığı bozulan ünlü yazar Arda Başar (Rutkay Aziz), içinde bulunduğu koşullardan sıkılıp bir anda yaşadığı şehri değiştirme kararı alır. Nereye gideceği konusunda hiçbir fikri olmadan eşyalarını toplar ve kendisini güney sahillerimizden Marmaris’te bulur..

Bu küçük sahil kasabasında tesadüf sonucu peşpeşe tanıştığı sevimli bir köpek, genç bir kız ve bilge bir ayyaş, Arda’nın hayatının akışını beklenmedik bir şekilde değiştirirler.

GÜNÜN FOTOĞRAFI - Taşınanı Taşıyanı Taşıyan...

9 Nisan 2008 Çarşamba

Japonlardan İstiklal Marşı!



‘Hoşgörü ve ötekini anlama’ temalarını ağırlıkla işleyen Pangea Film Festivali için hazırlanan tanıtım filmlerinde, İstiklal Marşı'mız, Japonlar tarafından kendilerine özgü estrümanlarla seslendirildi.

Ülkemizde pek çok insanın -özellikle söylemeye çalışırken saçmalayan devlet kişileri- bırakın söyleyebilmeyi, sözlerini dahi bilmediği Milli Marşı'mızın Japonlar tarafından değer verilerek seslendirilmesi oldukça manidar olmuş. Sanmıyorum ki bu videoyu izledikten sonra yüzleri kızarsın.

Bangkok Dangerous

Bangkok Dangerous 1999 yılı Tayland yapımı filmin yeniden çevrimi. Aksiyon ve Gerilimden hoşlananlara “Nicholas Cage” eşliğinde kusursuz bir 2008 filmi.

Özet: Joe (Nicolas Cage), Surat adlı acımasız suç patronunun dört düşmanını öldürmek üzere Tayland’ın başkenti Bangkok’a iner. Bu ülkeyi hiç tanımadığı için kendisine yardım etmesi ve yol göstermesi için Kong (Shahkrit Yamnarm) adlı bir dolandırıcıyla anlaşma yapar. İşini tamamladıktan sonra onu da öldürüp bütün izleri yok etmeyi planlamaktadır.

İşin tuhafı, tam bir yalnız kurt olan Joe kendisini bu genç adama akıl hocalığı yaparken bulacak, bu arada yerel bir dükkanda çalışan sağır ve dilsiz bir kıza adım adım aşık olacaktır. Bangkok kentinin sarhoş edici güzelliklerinde ilerlemeye çalışan Joe kendi varoluşunu sorgulamaya başlar. Surat’ın katliam zamanının geldiğini düşündüğü sırada Joe artık değişmiş, bambaşka birisi olmuştur.

Film, 22 Ağustos'ta Amerika'da gösterime girecek. Türkiye tarihi is henüz belli değil...

Teşekkürler Fenerbahçe...


Turu geçemesek de azmimizi, inancımızı ortaya koyduk. Sahadan başımız dik ayrıldık... Bu yüzden üzülmek anlamsız, nasıl olsa seneye de buradayız. Chelsea'nin hesabını o zaman keseceğiz.

8 Nisan 2008 Salı

Madonna'nın yeni video klibi yayınlandı!

Madonna'nın 29 Nisan'da piyasaya çıkacak olan 'Hard Candy' isimli albümünün 4 Minutes adlı şarkısına klip çekildi ve yayınlanmaya başladı.

Klipte Madonna'ya Timbaland ve Justin Timberlake eşlik ediyor. Klip Avrupa ve Dünya listelerinde ilk sıralarda kendine yer bulmuş bile...

6 Nisan 2008 Pazar

Counter Strike 1.6

Kendimi bildim bileli bu oyun var. Yıllarca da tahtını bırakmayacak gibi gözüküyor. CS'de iyi bir oyuncu olmak için bazı kriterleri tutturmak gerekiyor.

Mesela bunlardan birisi; haritaları çok iyi bilmek. Bu sayede sadece kendi pozisyonunuzu kurmakla kalmıyor, aynı zamanda rakibinizin de pozisyonunu ve hareketlerini tahmin etme şansına sahip oluyorsunuz.

Bir diğeri ise; her harita için ayrı ayrı ama sağlam stratejilere sahip olmak. Elbetteki bu stratejiler hazır bir şekilde önümüze sunulmuyor. Sunulsa da, bazı sitelerin yaptığı gibi, bunları uygulamak mümkün olmuyor. Ancak PC başında saaatler harcanarak, deneme yanılma yöntemiyle ve fazlaca emek verilerek kurulabiliyor. Dolayısıyla strateji kişiye özgü olmalı.

En önemlisi ise, yetenek. Bu oyun için binlerce saat de harcasanız, çok iyi bir strateji de kursanız yetenek olmadan olmuyor. Eh biraz şans da hiç fena olmaz...

İşte bugün o yetenekli arkadaşlardan birinin görüntülerini paylaşmak istedim. Kanadalı oyuncu shaGuar... Ben ona HeadShot ustası diyorum. İzleyin ve görün. Hak vereceksiniz...

GÜNÜN FOTOĞRAFI - İşbitirici Genç


Iğdır'da evlere tüp servisi yapan bir genç bisikletiyle 5 tüp taşıyarak görenleri hayrete düşürüyor.

4 Nisan 2008 Cuma

27. İstanbul Film Festivali Başlıyor...

Bu yıl 27. kez düzenlenecek İstanbul Film Festivali, Lütfi Kırdar'da düzenlenecek bir törenle açılıyor. Sunuculuğunu Cansu Dere ile Mehmet Ali Alabora'nın üstlendiği açılış töreni boyunca Şevval Sam izleyicilere sahnede film müziklerinden derlenmiş şarkı- larıyla renkli bir program sunacak.

Festival Açılış Töreni'nin özel konuğu ise İtalyan sinemasının güzelliği ve yeteneğiyle hafızalardan silinmeyen yıldızı Claudia Cardinale. Törende Claudia Cardinale'a İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın "Yaşamboyu Başarı Ödülü" verilecek. Törende ayrıca, Türk Sineması'nın üç büyük oyuncusu Ekrem Bora, İzzet Günay ve Ediz Hun'a Festivalin "Sinema Onur Ödülleri" takdim edilecek.

Açılış Töreni'nde Festival Sponsoru AKBANK ile Festival'in diğer destekçilerine İKSV tarafından birer teşekkür plaketi sunulacak. Açılış Töreni'nin ardından Festival, Nadine Labaki'nin Karamel adlı filmiyle açılacak. Lübnanlı yönetmen Nadine Labaki de filmini sunmak üzere törene katılacak.

Festival, 5 Nisanda Emek Sineması'nda Lübnan-Fransız yapımı, yönetmen Nadine Labaki imzalı ''Karamel'' isimli filmin gösterimiyle başlayacak

Sinemaseverler, festival programına www.iksv.org internet adresinden ulaşabilecek.Bu yıl Akbank Sanat'ın katkılarıyla festivalin internet üzerinden yayımlanacak bir de ''Festival Gazetesi'' yer alacak. Gazete www.festivalist.com adresinden takip edilebilecek.

Film gösterimleri Beyoğlu'nda Emek, Fitaş 1, Atlas 1 ve Atlas 2, Beyoğlu ile Kadıköy'de Rexx sineması olmak üzere 6 sinemada gerçekleştirilecek.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

3 Nisan 2008 Perşembe

FIKRA - 85 Yaş

85 yaşında bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
-"İçeride doğum yapan bayan yakınınız mı?"
-"Evet, eşim."
-"Ama bayan 25 yaşlarında..."
-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
-"Nesi varmış dedenizin?"
-"Kendisi av meraklısı idi. Sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi ısrar etti ve hazırlandı. Eee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
-"Ben de onu demeye çalışıyorum..."

GÜNÜN FOTOĞRAFI - Avrupa Fatihi


Avrupa'nın üzerinde yükselen güneş...

FENER ÇAKAR, AHMET BAKAR...


FENERBAHÇE : 2 CHELSEA : 1

GERİYE DÜŞTÜK...YILMADIK...ASILDIK MAÇA BIRAKMADIK...YÜREĞİMİZİ KOYDUK MAÇA... NAMAĞLUP CHELSEA'Yİ 2-1 BOYNU BÜKÜK GÖNDERDİK EVİNE...


Fenerbahçe rakibine yine geçit vermedi. İlk yarıya iki takım da kontrollü başladı. Ancak 13. dakikada Deivid'in kalemize attığı golden sonra demoralize olarak orta sahanın hakimiyetini Chelsea'ye kaptırdık. Böylece ilk yarı Chelsea’nin üstünlüğü ile geçti. İkinci yarıda ise inanmış ve mücadele eden bir Fenerbahçe vardı sahada. 54'te Colin Kazım’ın oyuna girmesiyle işler değişti. Fenerbahçe kanatları kullanarak gol aramaya başladı; ve 64. dakikada beklenen gol Colin Kazım'dan geldi. 1-0 öne geçtikten sonra karşısında Fenerbahçe'nin ezilip büzüleceğini sanan Chelsea şaşkına döndü. 80. dakikada ise Deivid Chelsea'nin biletini kesti, Sevilla maçına nazire yaparcasına. Yaklaşık 30 metreden attığı o muhteşem golden sonra adeta “kendi kalemede atarım size de atarım, burada golleri ben atarım” diyordu.

Yine rakibe gol attırmadık! Şampiyonlar Ligi maçları boyunca sadece iki gol yiyen ve altı maçtır yenilmeyen Chelsea’ye tek maçta iki gol birden attık. Volkan’ın performansı takdire şayandı. Maldonado da kusursuz oynadı.. Aurelio zaten herzamanki gibi maçın en iyilerindendi. Nihayetinde, Chelsea de Şükrü Sraçoğlu’ndan boynu bükük ayrılanlar kervanına katıldı. Bundan sonra turu koparmak için yapılması gerekenler belli. Bu maçta eksiklerimiz vardı. Eminin Ada’daki oyun da, skor da daha farklı olacaktır. Tur atlayamasak bile kesin olan tek şey; Fenerbahçe’nin Avrupa’da sıkı bir reklam yaptığı gerçeğidir.

Umarım ikinci maçtan sonra da bu kadar coşkulu, bu kadar sevinçli oluruz.. Bu skor, "Fenerbahçe Chelsea’yi yenemez" diyen Ahmet Çakar’a bir mesaj olsun. Her yerde atıp tutmasın, biraz ağzını tutsun...

Pişti oldunuz sayın Ahmet Çakar, nabeeer ;)

1 Nisan 2008 Salı

EN KOMİK 1 NİSAN ŞAKALARI...

Evinizden çıkmadan önce 1 Nisan'ın "şakanın evrensel günü" olduğunu unutmamak için önlem alın. Yoksa hiç ummadığınız bir anda şaka kurbanı olabilirsiniz. İşte, Türkiye ve dünyadan ünlü 1 Nisan şakaları:

1957'DE BBC'nin saygın haber programı "Panorama", ılık geçen kış nedeniyle ağaçlarda spagetti yetişmeye başladığını duyurdu.

1962'DE İsveç'in siyah beyaz yayın yapan tek televizyon kanalına çıkan bir teknisyen, ekranın önüne bir naylon kadın çorabı geçirerek renkli televizyon izlenebileceği müjdesini verdi.

1976'DA İngiliz gökbilimci Patrick Moore, 1 Nisan'da 09.47'de Plüton Jüpiter'in arkasından geçerken sıçrayanların havada uçma hissini yaşayacaklarını söyledi.

1998'DE Burger King USA Today'e verdiği bir sayfalık ilanda solaklar için özel olarak hazırlanmış "whopper" mönüsünü sunacaklarını açıkladı. Şirket ertesi gün bunun şaka olduğunu duyurdu. Ancak müşteriler günlerce bu mönüden istedi.

1 NİSAN 2006 tarihinde Kadıköy- Beşiktaş seferini yapan vapura binen Murat Alas, "üzerinde bomba olduğunu" söyledi. Şakacı, vapur iskeleye yaklaşınca gözaltına alındı ve 2 Nisan'da tutuklandı.
Kaynak : Zekirdek.Com