3 Kasım 2010 Çarşamba

TARBZON'UN FETHİ


Fatih Sultan Mehmed devrinde Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan, Osmanlı devletinin doğuda en mühim rakibi haline gelmişti(1459). Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmed'e elçi göndererek himayesindeki Trabzon Rum İmparatorluğunun Osmanlı hazinesine haraç vermekten affını rica etmiştir. Müsbet bir cevap alamayınca Osmanlı hududunu aşarak Koyunluhisar Kale'sini zaptedip açıktan açığa hasım vaziyetine geçmişti(1461).

Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmed sefere çıkmış, Koyunluhisar'ı geri aldıktan sonra Bulgar dağına doğru ilerlemiştir. Gümüşhane dağlarından bir yüksek tepenin önünde Uzun Hasan'ın anası Sare Hatun, birtakım elçiler ve hediyelerle Fatih'in ordugahına gelip arz ettiği oğlunun sulh isteği, Trabzon seferinde tarafsız kalması şartıyla kabul edilmiş ve Sare Hatun seferin selametini temin için seferin sonuna kadar Osmanlı ordusunda alıkonulmuştur. Fatih Sultan Mehmed, bu Hatuna çok hürmet etmiş, "Ana" diye hitab etmiştir.

Gümüşhane'nin sarp ve karlı dağlarından ve ormanlarından yol açtırarak ordusunu aşırıp geçiren Fatih'in bu çetin hareketi İstanbul kuşatmasında karadan gemi yürütmesi kadar büyük bir muvaffakiyettir.

Bu çok güç hareket esnasında Fatih'in Bulgar dağı yamaçlarından yayan çıkmak mecburiyetinde kaldığını gören Sare Hatun:
- Hey oğul, bu Trabzon'a bunca zahmet nedendir?
deyince Sultan,
- Hey ana, bu zahmetler Trabzon için değildir. Bu zahmetler Allah için, din içindir. Zira elimizde İslam kılıcı vardır. Eğer bu zahmeti etmezsek bize gazi demek layık olmaz. Yarın Hak huzurunda mahcup oluruz.

Trabzon imparatoru hem karadan, hem denizden kuşatılmış ve şiddetli çarpışmalar yaşanmış, nihayetinde kayıtsız şartsız teslim olmaya mecbur bırakılarak fethedilmiştir.

Hiç yorum yok: