
Polat, sırtına saplanan tırtıklı bıçağı on saniyelik bir hamleyle kapı aralığına sıkıştırıp çıkarttı. Ardından sırtından ameliyat olan Polat, hastaneden kaçırılırken sırtüstü sedyede taşındı.

Nurgül Yeşilçay'ın başrolünü oynadığı dizinin bir bölümünde hava daha aydınlıkken iftar topu patladı. İftardan sonra bahçeye çıktıklarında ise hâlâ günlük güneşlik bir hava vardı...

Dizide komutan, askerle konuştuktan sonra emir veriyor. Kafasında kep bulunan asker ise başını eğip uzaklaşıyor. Oysa kafada kep varken el ile selam verilmesi askerlik kuralıdır.

Dizinin bir bölümünde Murat'ın öğretmeni iftara davet ediliyor. Oysa hava daha aydınlık. Daha da komiği iftar dönüşü öğretmen eve bırakılırken havanın hâlâ aydınlık olması.


Doktor Zenan alt katta, Doktor Suat üst katta hastanenin camından dışarıya bakıyorken kamera aşağıdan yukarı çekim yapıyordu. Ancak bu sırada kamerayı çeken vincin gölgesi de aynen ekrana yansıdı.

Rüya 1961'de doğmuştu. Dizi şimdilerde 1969'u anlatıyor. Ancak Rüya'nın hâlâ Ahmet ile Yasemin'in 1966'daki tren yolculuğunda karşılaştığı günkü gibi olması yani hiç değişmemesi dikkat çekiyor.

Efe, sevgilisi Su ile tartışırken "Adını bile benden sakladın" diye bağırdı. Diziyi kaçırmayanlar Su ile Efe'nin ilk tanışmalarında "Adım aslında Sultan, Su isim olarak daha iyi oluyor" dediğini de çok iyi biliyor.

Erkan Petekkaya ile Arzum Onan'ın oynadığı dizide sürekli telefonlar dinleniyor. Oysa, telefon dinleme mahkeme kararıyla en çok üç ay için yapılabiliyor. Ama dizide mahkeme kararına ihtiyaç duymadan sürekli telefon dinleniyor.

Dizinin 3'üncü bölümünde, ağabeyi ve kocası tarafından Menekşe'nin elleri önden bağlanıyor. Elleri rahatça hareket ettiğine göre ağzındaki bez parçasını çıkarıp, neden yardım istemediği ise hâlâ merak konusu.
Mynet.Com
1 yorum:
Yakalayan iyi yakalamış bu hataları vallahi...
Yorum Gönder